28 Mart 2016 Pazartesi

VATANDAŞIN ÇÖPÜ PAYLAŞILAMIYOR

Belediyelerin gözü vatandaşın çöpünde mi?
Biri Çevre Temizlik Vergisi, diğeri de Katı atık ücreti 
Çöpten alınan iki vergi.
Belediyeler yıllarca çöp toplamayı asli görevi olarak gördü.
Kendi personeliyle sessiz sedasız vatandaşın çöpünü topladı, yolları süpürdü.
90'lı yıllara gelindiğinde belediyeler bu görevi taşerona devretti.
Parasını da vatandaşın sırtına yükledi.
Bunun için önce, 1994 yılında çöp vergisi adı verilen Çevre Temizlik vergisi çıkarıldı.
Su faturalarına ilave edilen ve su tüketim miktarı üzerinden alınan verginin yasallığı yıllarca tartışma konusu oldu. 
Tüketici mahkemelerine çok sayıda dava açıldı.
Bu yetmezmiş gibi, Çevre ve Orman Bakanlığı 2011 yılında büyükşehir il ve ilçe belediyelerine katkı sağlamak için yeni bir gelir kaynağı daha ortaya çıkardı.
Buna da katı atık ücreti adı verildi.
Bu parayla belediyeler katı atık bertaraf tesisleri kuracak ve parasını da vatandaş ödeyecekti.
Bu para da su faturalarına ilave edildi.
Biz vatandaş olarak pek anlayamadık ne olup bittiğini
Kimimiz belediye veznelerine, kimimiz de otomatik ödeme talimatlarıyla su parası diye ödedik bütün bunları
Ta ki; 30 Mart 2014 tarihine kadar
Bu tarihte Büyükşehir Yasası devreye girdi ve su faturaları Büyükşehir Belediyesi'ne geçti.
İlçe belediyelerinin kurulu düzenini devam ettirmeyen Büyükşehir, kendi personelini ve kendi su tarifelerini yeniden belirledi.
Yeni sistem, yeni ekip derken, sayaçlar aylarca okunamadı.
En yüksek tarifeden fiyatlandırılan su faturaları vatandaşa ağır gelmeye başladı.
Büyükşehir öncesinin 2-3 katı faturalarla karşılaşan vatandaşlar isyanlarını seslerini yükselterek gösterdi.
Su faturalarını düşürmenin yolunu arayan Büyükşehir, sudaki kademeli ödemeyi ve ilçe belediyeleri adına topladığı katı atık bedelini kaldırdı.
Çerçioğlu, ilçe belediyelerine "Yapın sözleşmenizi, toplayın kendi paranızı" dedi.
Aski'den yapılan açıklamada da; "katı atık ücretlerinin Aski tarafından su faturalarına yansıtılarak tahsil edilebilmesi için ilçe belediyelerinin vatandaşlarla hizmet sözleşmesi yapmaları zorunludur. Bugüne kadar ilçe belediyelerimizce sözleşme yapma zorunluluğu yerine getirilmediğinden katı atık ücreti Aski tarafından toplanmamaktadır. İlçe belediyeleri mevzuata uyum sağlanmadığı sürece katı atık ücretlerinin su faturaları ile birlikte tahsil edilebilmesi mümkün değildir." denildi.
Sözleşme yapmaları için Bakanlar Kurulu tarafından ilçe belediyelerine bu yıl sonuna kadar süre verildi.
Kuşadası Belediyesi'nin de aralarında bulunduğu bazı belediyeler tahsilatı 2016 sonrasına bıraktı.
Bu parayı almak isteyen Söke Belediyesi ise, bunun için hukuksal dayanak arayışına girdi.
Danıştay 14. Dairesi'nin Soma Belediyesi için vermiş olduğu kararı kendi lehine yorumladı.
Danıştay'ın "Evsel Atık Bedeli için su aboneliği sözleşmesi yeterlidir" kararını kendisi için yeterli gördü.
Oysa; Danıştay kararının tamamına bakıldığında hiç de Söke Belediyesi'nin anladığı gibi olmadığı ortaya çıkıyor.
Kararda, "Su aboneliği sözleşmesi yeterlidir, ancak su faturası içinde tahsil edilirse" deniliyor.
Germencik Belediye Başkanı Ümmet Akın bunu bildiği için ay başında yapılan Büyükşehir Meclisi'nde katı atık bedelinin su faturalarına eklenmesini istedi. 
Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ise Ümmet Akın'a "Vatandaşın su faturasına ilave bedel yükletmem" diyerek karşı çıktı.
Peki ben şimdi soruyorum; "Asla ve kat'a alınamaz" diyen Çerçioğlu ile "Vatandaşlarla hizmet sözleşmesi yapmadan olmaz" diyen Aski'ye rağmen, Söke Belediyesi bu tahsilatı nasıl yapacak.?
Yaparsa yasal olacak mı?
"Ödemiyorum" diyen vatandaşa nasıl bir yaptırım uygulayacak?
Söke Belediyesi'nin ilk tahsilatı yapmayı planladığı Haziran ayına kadar bekleyip göreceğiz.