27 Aralık 2016 Salı

SÖKE’NİN SORUNLARI KONUŞULACAK

AK PARTİ 29 ARALIK PERŞEMBE GÜNÜ SÖKE'NİN SORUNLARININ ELE ALINACAĞI GENİŞ KATILIMLI BİR TOPLANTI DÜZENLİYOR

Yeni Söke Gazetesi'nden İsmail Eravcı'nın haberine göre; 29 Aralık 2016 Perşembe günü saat 10.00'da Söke Öğretmenevi’nde yapılacak toplantıya, AK Parti Aydın Milletvekillerinin başta olmak üzere Kaymakam Tahsin Kurtbeyoğlu, daire amirleri, mahalle muhtarları ve çok sayıda davetli katılacak. 

 AK Parti Söke İlçe Başkanı Fatih Gürer toplantıya ilişkin yaptığı açıklamada,“Toplantıyla ilgili olarak Söke’deki sivil toplum kuruluşlarına ziyaretler gerçekleştirmiştik. Bu ziyaretlerde ilçenin sorunlarını dinlemiş ve taleplerini almıştık. Ön bir hazırlık yaptık. Bize iletilen talep ve sorunları milletvekillerimize ilettik. Perşembe günü geniş katılımlı bir toplantı düzenleyeceğiz. Toplantıda 2016 yılında yapılan hizmetler ele alınırken, 2017 yılında Söke’ye yapılması planlanan yatırımlar konusunda bilgiler verilecek. Söke için önem arz eden Söke Bağarası Koçarlı turizm yolu, Koçarlı Bağarası 2. Kısım sulama sistemi, yurt yapımı, Gar Restorasyonu gibi önemli konular konuşulacak. Bunun yanında Söke’nin güncel sorunları ele alınacak. Bilindiği gibi özellikle esnaf odaları başkanları ile yaptığımız toplantıda esnaf odaları başkanlarımız ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan’ın Söke’ye karşı hasmane bir tutum içinde olduğunu dile getirmişlerdi. Kuraklık nedeniyle bölgemizde sıkıntılar var. Yani Söke’nin tüm sorunları gündeme gelirken, taleplerde dinlendirilecek.”dedi.

26 Aralık 2016 Pazartesi

YENİ BİR SOĞUK VE YAĞIŞLI HAVA GELİYOR

BÖLGEMİZ YARIN GECEDEN İTİBAREN KARLA KARIŞIK YAĞMUR VE KAR ŞEKLİNDEKİ YAĞIŞLARLA BİRLİKTE ZİRAİ DON OLAYININ ETKİSİNE GİRECEK 

Meteoroloji İzmir 2.Bölge Müdürlüğü Tahmin ve Erken Uyarı Merkezinden yapılan açıklamada,"bölgemiz yarın 27 Aralık 2016 Salı gecesinden itibaren yeni bir soğuk ve yağışlı havanın etkisi altına girecektir. Bu sebeple 28 Aralık 2016 Çarşamba ve 29 Aralık 2016 Perşembe günleri beklenen karla karışık yağmur ve kar şeklindeki yağışlarla birlikte karayollarında buzlanma olayı beklenmektedir. Zirai don olayına karşı üreticilerimizin, buzlanmaya karşı sürücülerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir”  denildi.


Açıklamada ayrıca, ”26-27 Aralık 2016 gecesi, Çanakkale’nin güney ve doğu ilçeleri, Balıkesir ile Manisa il geneli, İzmir ile Aydın’ın iç kesimlerinde hafif; Manisa’nın doğu ilçeleri, İzmir’in doğu ilçeleri ile Aydın’ın doğu ilçelerinde orta kuvvette, 

27-28 Aralık 2016 gecesi, Çanakkale’nin güney ve doğu ilçeleri, Balıkesir ile Manisa il geneli, İzmir ile Aydın’ın iç kesimlerinde hafif; Manisa’nın doğu ilçelerinde orta kuvvette, 

28-29 Aralık 2016 gecesi de, Güney Ege’nin kıyı kesimleri dışında bölgemiz genelinde hafif; bölgenin iç kesimlerinde orta kuvvette; İzmir ile Manisa’nın doğu ilçelerinde kuvvetli zirai don olayı beklenmektedir." uyarısı yapıldı.

DEVREYİ NAMAĞLUP LİDER BİTİRDİLER

AYDIN SÜPER AMATÖR FUTBOL LİGİ'NDE MÜCADELE EDEN KUŞADASI'SPOR İLK YARININ SON MAÇINDA DA GALİBİYETLE DÖNDÜ

Oynadığı tüm maçları yenilgisiz atlatan Kuşadasıspor, sezonun ilk yarısının son maçında
Germencikspor’la karşılaştı.
Germencik deplasmanına giden Kuşadasıspor’u Kulüp Başkanı ve yöneticiler yalnız bırakmadı. Zorlu geçmesi beklenen Germencikspor maçında oyunun hakimiyetini kaybetmeyen Kuşadasıspor, bulduğu iki golle rahat bir galibiyet aldı. 
Böylelikle ilk yarının son maçından da galibiyetle dönen Kuşadasıspor liderlik koltuğunu bırakmadı. İlk yarıyı lider olarak tamamlayan takımda keyiflerin yerinde olduğu gözlenirken sezonun ikinci yarısı için çalışmaların zaman kaybetmeden başlayacağı öğrenildi.
Germencik deplasmanı sonrası kısa bir açıklama yapan Kuşadası Gençlik Spor Kulübü Başkanı Behçet Alp, “Tüm futbolcularımızı ve teknik heyetimizi tebrik ediyoruz” dedi. 

ABLASI KONUŞTU: "BİZ ÖYLE BİR AİLE DEĞİLİZ"

"KARDEŞİM YANLIŞ YAPTI, BENİ İŞTEN ATTILAR, HAYATIM MAHVOLDU, BAKMAM GEREKEN BİR ÇOCUĞUM VAR"

"Yalan yanlış şeyler yazıldı. Amcasının oğlu, akrabası diye bir gün gördüğümüz insanlar çıkıp konuştu. İsimlerimiz açık açık verildi. Facebook adresim yayınlandı. Suçlu bulunursam alsınlar beni, yerden yere çarpsınlar. Çok ağır hakaretlere, tehditlere maruz kaldım. Can güvenliğimi tehlikeye attılar. O kadar ağır küfürler var ki… Facebook'ta Türk bayraklı fotoğrafımın altına ‘Türk bayrağı giymiş vatan haini' yazdılar. Sıla'yı çok severim. Söyledikleri yüzünden işini kaybetti diye üzüldüm onunla ilgili paylaşım yaptım onu bile nerelere çektiler. İsmimi verip benim işsiz kalmamı sağladılar. Çıkışım verildi. Bunları hak etmedim. Çalışmak zorundayım, bakmam gereken bir çocuğum var. Yerden yere vuruluyorum, hayatım mahvoldu. Kardeşim büyük bir yanlış yapmış olabilir ama bizim bununla ilgimiz yok. İspatlasınlar kendimi sallandıracağım. Çocuğumu düşünüyorum, evimize gidemiyoruz, okula gidemiyor. Herkes elinde bir şey olmadan bizi yargıladı. Kardeşim ne yaptıysa onu yargılayın ama bizim suçumuz ne? Muhtar 2 aydır ikametgâhımızın orada olduğunu söylüyor. Ben işe girerken Ocak 2015'te muhtardan evrak aldım, kızımın okulu için aldım, seçimde oy kullandık. Bu nasıl oldu onu da anlamış değilim."
Hürriyet'ten Banu Şen'e konuşan Mevlüt Mert Altıntaş’ın ablası Seher Ö., kardeşinin polis okuluna girdikten sonra değiştiğini söylerken, “Bizden hep uzakta tutmuşlar. O şekilde beynini yıkamışlar. Hiçbir şey hissettirmedi. Bize hep 'şöyle yetiştirmişsiniz' diyorlar. Ama biz bu şekilde yetiştirmedik” dedi.

"KARDEŞİMLE BENİ ANNEANNEM DEDEM BÜYÜTTÜ"

"Ben küçükken babam vefat etmiş. Annem 4 yaşımdayken evlenmiş. Çalıştığı için kardeşimle bizi anneannem dedem büyüttü. Kardeşim ve mahallece hepimiz, yazları camiye gittik. Ben de Kuran öğrendim ama devam ettirmedim. Kardeşim de Kuran okuyordu. Teravih ve cuma namazlarına giderdi. 5 vakit namaza polis okulunda başladı. Çalışkan bir çocuktu, kafası çalışıyordu. Ortaokuldayken Konaklı Dershanesi'ne gitti. Cumhuriyet Anadolu Lisesi'ni kazandı. Lise 3'te, ‘Anne ben dershaneye gitmeyeceğim. Kendimi deneyeceğim eğer tutturursam gireceğim tutturamazsam bakacağım' dedi. ÖSS'ye de girdi."

'KÖRFEZ DERSANESİ'NE GİTMEDİ, İŞADAMI YARDIM ETMEDİ'

"Polis olmak gibi bir hayali yoktu. Biz ailece karar aldık. Polislik sınavlarına gitti. Sonuçta KPSS yok ve devlet okulu. Maddi anlamda daha az külfet var ve işi garanti bu sebeple polisliği seçtik, daha hayırlı olur diye… Körfez Dershanesi'ne kesinlikle gitmedi. Söylendiği gibi bize bir işadamı yardım etmedi. Dekontlarını çıkarsınlar. Kardeşimi annem okuttu. Körfez Dershanesi'ne giden kişi ise bendim. Önceden zaten FETÖ diye böyle şeyler yoktu. Birçok arkadaşım, sınıf arkadaşlarımla birlikte 1999'da gittik. Sadece eğitim gördük. O şekilde hiçbir şey görmedik."

"ÖYLE BİR AİLE DEĞİLİZ"

"Kardeşim polis okuluna gittiği döneme kadar denize de girerdi. İçki bile içtiğini biliyorum ben. Kuran okuyacaksın, namaz kılacaksın diye zorlamadık. Böyle bir aile değiliz. Resimlerime baksınlar, yerine göre davranırım. Okula başladığı ilk sene bir şey yoktu. İkinci sene namaz kılmaya başladı. Sürekli denize gideriz burada, sonra yavaş yavaş denize girmemeye başladı. Her geldiğinde, ‘Senin hiç çevren yok mu. Git gez' diyordum.
Ekimde en son geldiğinde ben raporluydum, evdeydim. Hep evde oturdu. ‘Sıkılmıyor musun? Git dolaş' diyordum. Üstünde eski bir kıyafet. Kaç sene önce gördüğüm eski ayakkabılar. Elinde eski bir telefon. ‘Gel gidelim sana alışveriş yapalım. Bu halin ne? Sana da kıyafet alalım' dedim. ‘Abla istemiyorum. Ne yapacağım alışveriş yapıp' dedi. Daha önceden geldiğinde, geçen sene alışveriş yapmıştı. Ama bu en son geldiğinde hiçbir şey yapmadı. Sadece ailece kahvaltıya gittik. Hiçbir şekilde bize maddi yardımı olmadı. Ben raporluyken anneme ihtiyacım olup olmadığını sormuş. ‘Beş kuruş bir yardım istemiyorum. 50 derecede nöbet tutuyor. O kendi için biriktirsin parasını' dedim."

'DEVLETE EMANET ETTİK'

"Annem Ankara'ya birçok kere yanına gitti. Hatta bu olaylardan olduktan sonra da sordum, ‘Anne hiç mi bir şey görmedin, hiç mi bir şey hissetmedin' dedim. ‘Kızım ben dolaplarını içlerine kadar sildim yerleştirdim, sadece bir Kuran-ı Kerim' vardı. Başka da ne bir kitap ne bir şey görmedim' dedi. Aile olarak hiçbir şey hissetmedik. Bizim hissetmememiz çok normal. Biz çocuğumuzu okula gönderdik, devlete emanet ettik. Diyarbakır'a, Hakkâri'ye birçok yere gitti. Biz peşinden oralara koşamayız. Annem Ankara'ya gitti ama ben, ev, arkadaş ortamını hiç bilmiyorum. Mağazacılıkta çalışıyorum, hep işyerindeyim. Kardeşimle uzun süredir telefonla görüşmüyordum. Acayip bir kopukluk oldu. 1 yıl içinde belki 5 kere görüşmüşlüğüm var. Aramıyordu, o aramayınca ben de aramıyordum."

'MADEM ÖYLE HERKES ALINDI, O NASIL GÖREVE DEVAM ETTİ?'

"Gri listedeymiş. Bundan haberimiz yok. Biz nereden bilelim? Madem öyle herkes alındı, o göreve nasıl devam etti? Onu da anlayamıyorum. Oraya elini kolunu sallaya sallaya nasıl girdi? Videolarını tam izleyemedim. Sesini bile duymak istemediğim için kısıp izledim. Arkasında bir o yana bir bu yana giderken hareketlerini gördüm. Çok şaşırdım. Sanki karşısında biri varmış gibi, oraya bakıyor, birisinden emir alıyormuş gibi… Bir o tarafa gidiyor bir bu tarafa. Hiç mi kimsenin dikkatini çekmedi? Garip hareketleri var. Bir elini atıyor bir çıkartıyor. Hiçbir anlam veremiyorum."

'BİZDEN UZAK TUTMUŞLAR'

"Ne şekilde yetiştirilmiş, ne olmuş bilmiyorum… Çoğu şeyi de şimdi yazılanlardan okuyorum. Biz de hep dışarıdan yeni bir şey öğreniyoruz. Aslında ilk başta Ankara'ya gitmesini bile istemedik. Tutturdu ‘S. ile birlikte Ankara'ya gideceğim' diye. Ayrıca 2 üniversite okuyordu. Biri ilahiyat diğeri kamu yönetimi. Bize söylediği tek şey, ‘Ben yükseleceğim. Amir olacağım.' Bizden hep uzakta tutmuşlar. O şekilde beynini yıkamışlar. Öyle bir şey yapmış ki hiçbir şey hissettirmedi. Bize hep şöyle yetiştirmişsiniz diyorlar hep. Ama biz bu şekilde yetiştirmedik. Önceden Facebook'u vardı. Okula başladığından beri yok. Instagramı varmış benim haberim yok. Kuzenim takip isteği göndermiş. Onu bile kabul etmemiş. Twitter kullandığını bile bilmiyordum. Yakıştıramıyoruz, anlam veremiyoruz. Normalde böyle giyinmezdi. Takım elbise giymezdi. Arapça bilmiyordu. Yanımızda hiç konuşmadığı için bilmediğini düşünüyorum."

‘BENİ EVLENDİRİN' DEDİ'

"Ekimde en son izne geldiğinde o kadar çok ‘Bana birini bulun, ben evlenmek istiyorum' dedi ki… Bana fenalık geldi. Dayanamadım. ‘Yeter artık. Daha gençsin. Gez toz' dedim. 10 günlük izinde her gün, ‘Anne bana kız bulun' dedi. Hatta birkaç kişiye bakıldı. Geldi ‘kız bulun', gitti ‘kız bulun.' Tek konuşulan buydu son izninde. Niye bu kadar çok ısrar etti? Ne oldu? Bilmiyorum… Belki bekar olduğu için sen yapacaksın diyorlardı. Belki belli pişmanlıkları da vardı. Kopamadı. Çıkamadı. Belki bizimle tehdit ettiler. ‘Ailene zarar veririz' diye… Onu da bilemiyoruz. Keşke gidip teslim olsaymış, anlatsaymış. Bu utançtansa, bizi öldürselermiş… En azından devlet bir şekilde korurdu. Ne durumda bunu yaptı bilmiyoruz. Öldü gitti. Sır oldu. Soramıyoruz. Hesabını artık Allah'a verecek."

'15 TEMMUZ'DA ARADI'

"15 Temmuz gecesi ameliyattan yeni çıkmıştım. Omzumdan ağır bir ameliyat geçirdim. Bir arkadaşımdan öğrendim olayları. Ondan sonra kardeşim aradı. Diyarbakır görevindeydi. İki gün sınava gelecekti ve S.'nin 16 Temmuz'da nikahı vardı. Ona da gidecekti. Bizi aradı, ‘Anne ben havaalanına indim. Burası çok karışık. Ne olacağımız belli değil. Hakkını helal et' dedi. Ondan sonra olayların farkına vardık." 

'NEREYE GİTSEK HEP S. VARDI'

"Çok cesaretli bir çocuk değildi. Karanlıktan bile korkardı. Onu yapabileceğine inanamıyorum. Kavgacı, gürültücü değildi. Evet, kardeşim saftı. Kandırılması çok kolaydı. Büyük bir ihtimalle polis okulunda 1. sınıfta gözlemlendi. Biraz Kuran okuduğu için, biraz da dine yatkınlığıyla tam istedikleri kişiydi. 2.sınıftan sonra da istedikleri gibi çevirdiler, kullandılar diye düşünüyoruz. İkinci sınıfta da, okulda S. ile tanışıyor. Ankara'ya gidiyorlar. Ev tuttular, kredi çekip içini döşediler. S. evlenene kadar birlikte yaşadılar. Bir yere göreve gitse bile S. ile gidiyordu. İlk yıl Ankara'ya gittiğinde hatta Cumhurbaşkanlığı koruma sınavlarına girdiler. İkisi de kazandı ama henüz 1 yıllık polis olmadıkları için olamadı. Anneme söylediğinde sevindik. Çok güzel bir şey sonuçta.' İnşallah olur' dedik. Şimdi şimdi aklıma geliyor. İyi ki de olmadı. Bu buralara kadar nasıl geldi? Artık arkasında nasıl bir güç, ne varsa?"

"KIZ ARKADAŞIYLA TANIŞTIRMIŞ"

"Kız arkadaşıyla S. adlı eski ev arkadaşı tanıştırmış. Bir ara ‘Tanışalım' dendi. Sanırım yazın. Ama annem, kara çarşaflı olduğu için ‘Biz farklı yapılardayız. Ben, ablan açık. Anlaşmamız zor olur aileler olarak' dedi. ‘Olmadı, ayrıldık, görüşmeyi kestik' dendi. Hep aynı çevrenin içinde yaşanıyormuş meğer her şey. Mesela annem Ankara'ya gidiyordu. ‘Geziyorduk, parka gidiyorduk, yemeğe gidiyorduk ama hep S. ile birlikte. Nereye gitsek S. Hiçbir şekilde yalnız değildi' diyor. S. evlendikten sonra kardeşim avukatın evine geçmek istedi. Annem karşı çıktı. ‘Biz geliyoruz gidiyoruz, o evde kal' dedi. Ev kirası vermeyeceğini, kendisinin sadece doğalgaz, elektrik gibi masrafları vereceğini, fit olacağını söyledi. O arkadaşının babasının eviymiş galiba. Tutturdu. Çıktı o eve. Çıkmasa da belki fark etmeyecekti."

'BİZİ HİÇ DÜŞÜNMEMİŞ, CENAZEYİ İSTEMİYORUZ'

"Annem çok çok kötü durumda. Ne olursa olsun evlat. Hiç kolay değil. Onca yıl çalıştı, okuttu. Emeklerine mi yansın? ‘Keşke şehit düşseydi. Bombalarda o ölseydi. En azından şehit diye gelseydi.' Hep bunu söylüyor. Bir anne bunu söyler mi? ‘Şehit olsaydı şehit derdim. Mezarı belli olurdu. Gururla çıkardım.' Cenazeyi ailece ortak kararımız, dayım da açıkladı, kabul etmiyoruz. Kabul etmiyoruz, ‘Siz ne biçim ailesiniz' diyorlar. Kabul etsek yine yerden yere vuruluyoruz. Biz ne yapalım? Evet, kardeşim canımız yanıyor, hâlâ daha toprağın altına giremedi. Ama yapacağımız bir şey yok. İstemiyoruz. Bizi hiç düşünmemiş. Bu derece bir insanın gözü nasıl kör olabilir?"

OLAYIN OLDUĞU GÜN

"O gün annemle gezmekteydik. Kahve içerken, Mert'in aradığını duydum. Annem,‘Burası çok kalabalık. Rahat konuşamıyorum. Eve gidince seni ararım' dedi. Anneme sürekli der… ‘Hakkını helal et. Allah'a emanet ol' demiş kapatmış. Babasını aramış, ‘İzindeyim' demiş. Beni zaten hiç aramadı. Eve geldik, yemeğimizi yedik. Çay içecektik. Arkadaşım aradı. ‘Seher, Rus elçisi öldürülmüş. Mert de Ankara'da ya haberin var mı? Ulaştınız mı?' dedi. Meğer duymuş. Ben de ‘Ne alakası var Mert'le? Ne bileyim ben. Duymadım' dedim. Kapattım. Dakika geçmedi daha önceki ev arkadaşı S.'nin annesi annemi aradı. ‘Mert'ten haberiniz var mı? Biz ulaşamıyoruz' dedi. Annem ‘Bu kadının sesi çok heyecanlı geliyordu. Bir şey oldu galiba' dedi. Babası ‘Haberlere bir bakalım' dedi. O açtı, ‘Allah kahretsin! Mert bunu nasıl yaparsın! Mert Rus Elçisi'ni öldürmüş' dedi. Ben ‘Dalga geçme' dedim. İnanamadım. Kalktım kendi gözümle resmi gördüm, ‘Halep'i unutmayın' diye bir şeyler dediğini, saldırı olduğunu, etkisiz hale getirildiğini yazıyordu. Öldürüldüğünü tahmin ettim. ‘Anne bunu nasıl yapar' diye bağırıyordum, annem sinir krizi geçiriyordu. O anda kapı çaldı, polisler içeri girdi. Bildiğimiz ne varsa en ince ayrıntısına kadar anlattım. Bu anlattıklarımın hepsini… Öldüğünü sadece tahmin ediyordum. Hepimiz ayrı yerlerdeydik. Böyle bir olayda bizi en ufak suçumuz olsa oradan çıkamazdık. Aklıma bin bir türlü şey geldi. Öldürülebileceğimi bile düşündüm."

KUŞADASI'NDA YANGIN

KUŞADASI İKİ ÇEŞMELİK MAHALLESİ'NDE YÜKSELEN ALEVLER, KORKU DOLU ANLAR YAŞATTI


Denge Gazetesi'nin haberine göre; olay, İki Çeşmelik Mahallesi, Özgür sokakta bulunan Ramazan G.'ye ait bir apartmanın çatı katında akşam saat 22.30 sıralarında meydana geldi. Aynı apartmanda oturan Ramazan G.'nin depo olarak kullandığı çatı katında yangın çıktı. Çıkış nedeni henüz belirlenemeyen yangını fark eden Ramazan G. itfaiye ekiplerine haber vererek, yangına ilk müdahaleyi gerçekleştirdi. 
Dumandan etkilenen Ramazan G., olay yerine çağrılan ambulansla Kuşadası Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. 
Kısa sürede büyüyen alevler, tüm çatı katını sarınca çevre apartmanlarda yaşayanlar da panik yaşadı.
Kuşadası İtfaiye Grup Amirliği ekiplerinin yoğun çalışmaları sonucunda kontrol altına alınan yangın, güçlükle söndürüldü. 
Depoda bulunan tüplerin ve kullanılmayan eşyalardan dolayı büyüyen yangın mahalle sakinlerini korkuturken, can kaybının yaşanmaması teselli oldu. 
Dumandan etkilenerek Kuşadası Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Ramazan G.'nin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. (MEHMET ÇALIK)

24 Aralık 2016 Cumartesi

KADIN EMEĞİ PAZARI AÇILIYOR

PAZARDA SÖKE BELEDİYESİ KURSLARINDA KADINLARIN ÜRETİMLERİ SATIŞA  SUNULACAK

Söke Belediyesi kadın el emeği pazarının açılışı 27 Aralık Salı saat 13.30’da gerçekleştirilecek.
Daha önce çeşitli zamanlarda geçici sürelerle açılan kadın el emeği pazarı, belediye meydanında tarihi han içerisine yapılan düzenlemeyle kalıcı hale getiriliyor.
Açılacak olan stantlarda Söke Belediyesi Bedesten Kurs Merkezi tarafından açılan kurslarda üretilen deri aksesuar, takı, ev aksesuarları, keçe, turistik hediyelik eşyalar, ahşap boyama gibi daha birçok daldaki el emeği ürünler satışa sunulacak. 
Belediye Başkanı Süleyman Toyran; “Kadınlarımızın el emeklerinin aile bütçelerine katkı sağlıyor hale gelmesi, ekonomiye dönüştürülmesi amacıyla kalıcı pazar oluşturuyoruz. Ürünlerin sürekli olarak sergilenecek olmasının kurslarda ortaya çıkan ürünlerin değerlendirilmesine de olanak sağlayacak” dedi.

İŞTE TOYRAN'IN YAPMAYI PLANLADIKLARI

SÖKE BELEDİYE BAŞKANI SÜLEYMAN TOYRAN, SON 2 YILLIK DÖNEMDE TOPLAM MALİYETİ 200-250 MİLYON LİRAYI BULAN İRİLİ UFAKLI 70 PROJEYİ HAYATA GEÇİRMEYİ PLANLIYOR

Süleyman Toyran dün belediyeye ait Lima Restaurant'ta kahvaltılı bir basın toplantısı düzenledi.
Toyran toplantıya ilçe belediyelerinin Büyükşehir Yasası'ndan kaynaklanan gelir düşüşüne dikkat çekerek başladı.
Söke'nin sadece su paralarından kaynaklanan aylık gelir kaybının yaklaşık 3 buçuk milyon lira olduğuna işaret eden Başkan Toyran, "60 aylık sürede bu rakam 200 milyon TL yapar. Su paraları üzerinden bu hesap çok basit” dedi. 
Başkan Toyran tüm zorluklara, gelir kayıplarına rağmen gelir arttırıcı projeler üretip, Söke için hizmet üretmeye devam edeceklerini kaydetti.
Süleyman Toyran  daha sonra, Söke için gerçekleştirmeye başladığı ve yapılması gerektiğini düşündüğü projeleri şöyle sıraladı; 

“- Otogar arkasındaki dükkanları nasipse yapıp, geçeceğiz. 
 - Bağarası Pazaryeri ile ilgili çalışmalar tamam, yakın zamanda yapımına başlanacak.  
 - Yenicami Mahallesi Semt Parkı ve Spor Alanları Projesi’nin yapım çalışması devam ediyor. 
 - Söke Belediyesi’nin mülkiyetinde olan Zirai Donatım depolarının değerlendirilmesiyle ilgili çalışmalarımız var. Alışveriş mekanın altına otopark yapılacak, projemiz var. 
 - Çeltikçi Mahallesi'nde daha önce TOKİ’ye tahsis edilen, daha sonra bizim müracaatımız neticesinde TOKİ’den alınıp Söke Belediyesi’ne geçen alanda sosyal konut projemiz var. Kendimiz yapacak olursak 400-500 konutun olduğu bir alan olacak. Burada vatandaşlarımıza ait alanlar da var onlarla birlikte hareket edersek bu sayı biraz daha artacak. 
 - Yine şu anda yer vermek istemediğim ancak çevreyoluna yakın bir yerde sosyal konut projemiz var. 
 - Şantiye alanımızın değerlendirilmesi gündemde. Şantiye alanını parke taşı üretim tesisinin olduğu yere alacağız. Tüm birimler orada toplanacak. 
 - Islahı biten Yenikent Deresi’nin peyzaj ve çevre düzenleme çalışmasının yapılması tamamlanacak. 
 - Kızılkilise çayı ıslah ve çevre düzenlemesi yapılacak. 
 - Söke Çayının üzerinin boşaltılması, ıslahı ve çevre düzenlemesi çalışmaları yapılacak. 
 - Asri mezarlıkların çevre duvarları yenilenerek Söke’ye yakışır hale gelecek. 
 - Granta mezarlığı altında şu anda dolgu yapılan alan defne ağaçlarının olduğu defne korusunun olduğu yeşil alana dönüşecek. 
 - Eski SSK yani İŞ-KUR binası. Buranın kamulaştırılması gündemde çok kesin olmamakla birlikte (benim kendi düşüncem) belediyemizin dışarda kalan müdürlüklerini burada toplamak istiyoruz. Büyükşehire geçmemizden dolayı müdürlüklerin artmasıyla yetersiz gelen belediye binasının yeni yeri olarak düşünebileceğimiz bir yer. 
 - Efes Sinemasının kamulaştırılması ve kültür salonu olarak dizayn edilmesini arzu ediyoruz. Efes Sineması ile ilgili 2015 yılında kamulaştırma anlamında çalışmalarımız başladı. 
 - Kemalpaşa Mahallesi’nde kamulaştırma ile ilgili girişimlerimiz devam ediyor. Bütçemiz el verdiği sürece kamulaştırma, restorasyon ve sokak sağlıklaştırma çalışmalarımız devam edecek. 
 - Alfa Sitesinin oradaki yeşil alan çalışmamız tamamlanacak. 
 - Megakent, Jandarma altındaki alan başta olmak üzere uygun bulduğumuz her alanı yeşil alan ve park alanına dönüştüreceğiz. 
 - Milas Karayolu üzerinde alış-veriş mekanlarının projesi hazır, karayollarının yapacağı çalışmadan dolayı ötelemek zorunda kaldık. Bu proje ile karayolu yoğunluğundan ilçemizin ekonomik anlamda yararlanmasını sağlamayı amaçlıyoruz. 
 - Mevcut kapalı pazaryeri ile ilgili tam kapalı pazar yerine dönüştürme düşüncemiz var. Altında yer altı otoparkı, üzerinde ise alışveriş mekanlarının olduğu bir proje yapmak istiyoruz. 
 - Ağaçlı’da organik Pazar ve alışveriş merkezi projemiz hazır. Ağaçlı bizim önemsediğimiz yerlerden biri ve bu projeyi burada uygulamak istiyoruz. 
 - Güllübahçe Turunçlar ile ilgili de güzel düşüncelerimiz var. Şelalenin olduğu noktada içinde butik otelin de konuçlanacağı bir projeyi hayata geçirmek istiyoruz. 
 - Kemalpaşa, Nenem Suyu, Trap sahası, mesire alanı olarak düzenlenecek.
 - Güllübahçe’de futbol sahasının gölet, hobi bahçeleri ve mesire alanı olarak düzenlenmesi yönünde düşüncelerimiz var. 
 - Şarlak’ta eski yıllarda olduğu gibi bir mesire alanı yaratabilir miyiz, onun çalışmasını yapıyoruz. 
 - Söke’nin güzel bir spor ve gençlik kompleksine ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. 
 - Demirçay mezarlığının yanında bulunan alanı alternatif turizm alanına dönüştürmek istiyoruz. 
 - Çavdar, Karacahayıt Göletlerinin yanında mesire alanı yaratma düşüncemiz var. 
 - Mezbaha,
 - Sebze hali,
 - Tasnifleme ve soğuk hava depoları,
 - Karina Dalyanı Projesinin hayata geçirilmesi,
 - Fuar alanı, 
 - Balık hali, 
 - Galericiler Sitesi,
 - Kütüphane alanı meydan düzenlemesi,
 - Söke’nin bölge trafik girişinde Söke’ye yakışacak bir heykel,
 - Belediye meydanı düzenlemesi, 
 - Söke’nin girişlerinin düzenlenmesi." 

AİLE CENAZEYİ İSTEMİYOR

DAYI HASAN F., KİMSE İLE GÖRÜŞMEYEN VE TELEFONLARA ÇIKMAYAN ANNE VE BABANIN CENAZEYİ İSTEMEDİĞİNİ SÖYLEDİ

Suikasttan sonra gözaltına alınıp 2 gün sorgulandıktan sonra serbest bırakılan saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş'ın babası ve annesi, Söke'den ayrılıp bir akrabalarının yanına gitti. Altıntaş'ın dayısı Hasan F., kimse ile görüşmeyen ve telefonlara çıkmayan anne ve babanın cenazeyi istemediğini söyledi.
Habertürk'te yer alan habere göre; Dayı Hasan F., “Anne, 'Benim, başımı öne eğdiren, düşmanlık yapan bir oğlum yok. Cenazeyi Söke'ye de getirmeyin, kimsesizler mezarlığına gömün' diyor. Hiçbir anne vatan haini doğurmaz, sonradan vatan haini olur. Aile olarak FETÖ'ye karşıyız" dedi.

"CİĞERLERİ YANSIN"

Soruşturma kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakılan dayı, Altıntaş'ın anne ve babasının sözlerini şöyle aktardı: “Biz devletimizi ve milletimizi seven insanlarız. Oğlumuzun bir terör örgütüyle bağlantısı olacağını bilmiyorduk. Büyüttüğümüz oğlumuzun böyle biri olacağını bilemezdik. FETÖ ile bağlantısı olduğunu bilsek ihbar ederdik. Hem vatanımızı hem oğlumuzu kurtarırdık. Onu bu hale getirenlerin ciğerleri yansın."

"ARAPÇA BİLMEZDİ"

Olay sonrası görüntüleri izlediğini ve şok geçirdiğini de ifade eden Hasan F., “İzlerken 'Bu Mert olamaz' dedim. O kadar profesyonelleştirilmiş. O konuşmayı okumak için bile günlerce çalışmıştır. 5 vakit namaz kılan biriydi ama Arapça bilmiyordu. Arapça konuşmak için dahi çalışmış. Hiç takım elbise giymezdi" diye konuştu.
3 ay önce Kuşadası'na gelen yeğeninin siyasi konularla ilgili hiç konuşmadığını dile getiren dayı, “Evde FETÖ'nün kesinlikle adı geçmezdi. Biz siyasi düşüncemizi söylerken, hiç yorum yapmıyordu. Demek ki çok iyi gizlemişler ve beynini yıkamışlar" yorumunu yaptı. 
Hasan F., “Sakin ve içine kapalı biriydi. İddia edildiği gibi kesinlikle Körfez Dershanesi'ne gitmedi ve burs almadı. Terör örgütleri, polis okulunda beynini yıkamış. Devlet oradaki yapılanmayı çözerse, Mert'in arkasındaki bağlantılar da ortaya çıkar" ifadesini kullanarak her zaman devletin yanında olduklarını kaydetti.

"CANLI ELE GEÇİRİLSE KONUŞTURULURDU"

Hasan Furuncu, yeğeninin ölü olarak ele geçirilmesiyle ilgili olarak da, “Ben bu işin uzmanı değilim. Keşke yaralı ele geçirilseydi, konuşturulup arkasındaki bağlantılar, onu kullananlar ortaya çıkarılsaydı. Bana anlatılanlara göre, kendini öldürtmek için elinden geleni yapmış" değerlendirmesinde bulundu.

Dayı Hasan F., 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY bağlantısı olduğu gerekçesiyle kapatılan Özel Ata Ortaokulu'nda müdürlük yapmasına ilişkin de şunları söyledi: “FETÖ'ye ait olduğu için kapatılan bir okulda 1 yıl müdürlük yaptığım için beni gözaltına alıp bıraktılar. Örgütle bağlantım hiç olmadı, ben sadece okul müdürlüğü yaptım. Milliyetçi biriyim ve herkes benim FETÖ düşmanı olduğumu bilir."

SEVGİLİSİ GÖZALTINDA

Saldırganın HTS (telefon trafiği) kayıtlarından en çok görüştüğü kişiler listesine yönelik incelemede bir kadın da tespit edildi. Tespit edilen kişinin Kırıkkale'de olduğu belirlendi. Bu kadının, Altıntaş'ın sevgilisi olduğu ortaya çıktı.
Altıntaş'ın son dönemde sık sık görüştüğü kız arkadaşı sorguya alındı. 

23 Aralık 2016 Cuma

SÖKE'DE UYUŞTURUCU OPERASYONU

SÖKE'DE UYUŞTURUCU SATMAYA ÇALIŞIRKEN YAKALANAN 3 ZANLI TUTUKLANDI

Denge Gazetesi'nin haberine göre; Aydın İl Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucuyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 3 aya yakın süredir teknik takip altında olan uyuşturucu çetesine yönelik operasyon düzenledi.
Uyuşturucu satışı sırasında suçüstü yapılan tacirler, polisi karşılarında görünce kaçmaya çalıştı.
Yapılan takip sonrasında, 4 zanlı kıskıvrak yakalandı. 
Şüphelilerin, yanlarındaki ecstasy ve uyuşturucu hapları, yol kenarına attıkları tespit edildi.
Emniyet işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan biri savcılık ifadesinin ardından serbest bırakılırken diğer 3 zanlı, R.T., G.B. ve B.A., çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimliğinde tutuklanarak Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.
Zanlıların daha önce birçok çeşitli suçtan sabıkasının olduğu öğrenildi. (NACİ ERİŞ)

ÇÖPE BIRAKILAN VALİZ PANİĞE NEDEN OLDU

DİDİM'DE "BİRİ ALIR" DÜŞÜNCESİYLE ÇÖPE BIRAKILAN VALİZ KORKUTTU

Didim Kültür Sanat Atölyesi önüne bırakılan valiz paniğe neden oldu. Bomba imha uzmanının fünye ile patlatmaya hazırlandığı valizin sahibi son anda gelince herkes rahat bir nefes aldı. 
Olay, Didim’de Yeni Mahalle, 830. Sokak'ta bulunan Didim Belediyesi Kültür Sanat Atölyesi önünde meydana geldi. Binanın önünde bir valiz olduğunu fark eden vatandaşlar, polis ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen Didim İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, çevrede güvenlik önlemi alarak Selanik Caddesi ile 830 Sokağı trafiğe kapattı, vatandaşlar da alandan uzaklaştırıldı. Geniş güvenlik önlemlerinin alınmasının ardından bomba imha uzmanı hazırlık yaparken olay yerine gelen bir kişi, valizi kendisinin bıraktığını söyledi. Kullanmadığı valizi ‘Bir vatandaşa lazım olur’ düşüncesiyle bıraktığını anlatan vatandaş, valizi alarak çöp konteynerine attı.
Daha sonra kapanan yol tekrar trafiğe açıldı. (EDİZ VERDİOĞLU)

SÖKE ADÜ ÖĞRENCİLERİNDEN GEÇMİŞE YOLCULUK

SÖKE SAĞLIK HİZMETLERİ MYO MANİSA HAFSA SULTAN ŞİFAHANESİ'Nİ GEZDİ

Söke Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Ameliyathane Hizmetleri Programı ikinci sınıf öğrencileri ile öğretim elemanları, Manisa’da bulunan Hafsa Sultan Şifahanesi Tıp Tarihi Müzesi’ne teknik gezi düzenledi.
Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) tarafından restore edilerek 30 Kasım 2013 yılında açılan Şifahane, Manisa’nın Tıp Tarihi açısından da dönemin önemli tedavi merkezlerinden biri olmasını sağladı. 

Manisa şehrinin tarihi mimari yapısını gözler önüne seren Hafsa Sultan Şifahanesi Tıp Tarihi Müzesi, içinde barındırdığı kültürel, bilimsel ve tarihi değerleri ile öğretim elemanları ve öğrencilerimize deneyim edinme fırsatı sundu. 
Hafsa Sultan Tıp Tarihi Müzesi Müdürü Dr. Ahmet Yeşil tarafından gerçekleştirilen sunum ile öğrencilerimiz mesleklerine dair o dönemlerde yapılan uygulamalar hakkında önemli bilgileri elde etti.
İnşası 1525 yılında gerçekleştirilen şifahanenin odalarında, Osmanlı dönemine ait tıbbi aletlerin gösterildiği ve hastalıklara karşı tedavi yöntemlerinin canlandırıldığı balmumu heykeller,  döneme ait meşguliyet terapisi, ok çıkarma, göz ameliyatı, dağlama, diş ameliyatı, ilaç yapım yöntemleri, kas-iskelet sistemine yönelik olarak kullanılan germe aletleri, 500 yıllık şifa kapları, "Mesir Macunu" yapımı, içeriği ve hazırlanışına yönelik bilgiler ile el yazması sağlık kitaplarının örnekleri bulunuyor.
Meslek tarihine ışık tutan müze gezisi, hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi. (HÜSEYİN IŞIK)

TERÖR PROPAGANDASI YAPTI, TUTUKLANDI

KUŞADASI'NDA TERÖR EYLEMLERİNİ ÖVEN PAYLAŞIM YAPAN GENÇ KIZ TUTUKLANDI
Kuşadası’nda sosyal medya üzerinden bölücü terör örgütü lehine propaganda yaptığı iddia edilen 21 yaşındaki bir genç kız, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine konuldu. 
İstanbul ve Kayseri’deki terör eylemlerinin ardından Kuşadası İkiçeşmelik Mahallesi’ndeki ikamet eden 21 yaşındaki T.K.sosyal medya üzerinden terör eylemlerini öven paylaşımlarda bulundu. 
Aslen Diyarbakır nüfusuna kayıtlı olan T.K. ihbar üzerine bölücü terör örgütü propagandası yapan paylaşımlar nedeniyle Kuşadası Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Büro Amirliği tarafından gözaltına alındı. Polisteki sorgulamasının ardından hakim karşısına çıkan T.K. tutuklanarak, Aydın E Tipi Kapalı Cezaevi’ne konuldu. (Kuşadası Haber Merkezi)

22 Aralık 2016 Perşembe

ANNE VE BABASININ İFADELERİ ORTAYA ÇIKTI

BABA ALTINTAŞ, OĞLUNUN POLİS OKULUNDA TANIŞTIĞI ARKADAŞI SERCAN B. YAKINLAŞMASINDAN SONRA DAVRANIŞLARINDA DEĞİŞİKLİK OLDUĞUNU SÖYLEDİ

Denge Gazetesi'nde yeralan habere göre; Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'u öldüren Mevlüt Mert Altıntaş'ın anne ve babasının emniyetteki ifadelerinin ayrıntıları ortaya çıktı.
Aydın İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ifade veren anne Altıntaş'a, "Mevlüt Mert Altıntaş'la ne zaman görüştükleri, olayla ilgili kendilerine bilgi verip vermediği ya da imada bulunup bulunmadığı, herhangi bir terör örgütü, dini grup ve cemaatle bağlantısının olup olmadığı" soruldu.
Anne Altıntaş, saldırının olduğu gün saat 16. 30 sıralarında oğlunun aradığını belirterek, ifadesini şöyle sürdürdü:
"O ara misafirlikte idim. Kendisi bana 'anne ne yapıyorsun' diye sordu. Ben de misafirlikte olduğumu, müsait olunca kendisini arayacağımı söyledim. 'Tamam anne Allah’a emanet ol, hakkını helal et' diyerek telefonu kapattı. Eve gelince, ailemle birlikte yemek yedik. Aradığımda Mevlüt’ün telefonuna ulaşılamıyordu. Bu esnada saat 19.30 gibiydi. Sonra Ankara’da oğlumun daha önceki evde birlikte kaldığı, Çevik kuvvette polis memuru olan Sercan B.'yi aradım ancak Sercan telefon çalmasına rağmen bana cevap vermedi."
Oğlunun polislik sınavlarına hazırlanırken herhangi bir dershaneye gitmediğini ifade eden anne Altıntaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oğlum Mevlüt Mert’in herhangi bir şekilde terör örgütleriyle bağlantısı olduğunu ben bilmiyorum. Benim çocuğum içine kapanık sessiz sakin bir çocuktu. Bu suikast olayının gerçekleşeceğine dair tarafıma önceden bilgi verilmedi, bir imada da bulunulmadı. Böyle bir olayın olacağını kesinlikle bilmiyordum. Eğer böyle bir şeyden bilgim olsaydı, önlemek için her şeyi yapar, polise bilgi verirdim."
Olay günü oğluyla konuştuğunu ifade eden baba Altıntaş da "Bugün çalışıyor musun diye sorduğumda bana izinli olduğunu, çarşıda gezdiğini, yemek yiyeceğini söyledi. Kendisi annesini ve beni her gün olmasa da 2 günde bir arardı. Dolayısıyla, bu arama da öylesine bir konuşmaydı. Konuşmasında anormal bir durum söz konusu değildi. Benim oğlumun böyle bir olayı yapması aklımın ucundan bile geçmez. Hala onun yaptığına inanmıyorum. Benim oğlum böyle bir şey yapmaz" dedi.
Oğlunun İzmir Rüştü Ünsal Polis Meslek Yüksekokulu'nu kazandıktan sonra Sercan B. isimli öğrenciyle samimiyet kurduğunu dile getiren baba Altıntaş, ifadesini şöyle sürdürdü: "Benim bildiğim kadarıyla herhangi bir terör örgütüne, bir cemaate veya dini gruba mensup değildir. Ancak polis olduktan sonra ibadetlerine daha düşkün olmaya, içine kapanmaya ve sessizleşmeye başladı. İzmir’de polis okulunda okuduğu esnada en samimi arkadaşı Sercan B. isimli şahıstı. Hatta polis okulundan mezun olurken seçme imkanın varsa İzmir’de kalmasını söylememe rağmen Sercan’ın Ankara’ya gitmesinden dolayı Ankara’yı seçmiş, bu şahısla Ankara’da aynı evde kalmışlardır." (NACİ ERİŞ)

"SÖKE'YE GÖMÜLMESİNE KARŞIYIZ"

AKPARTİ SÖKE İLÇE BAŞKANI FATİH GÜRER, "BÜYÜKELÇİ SUİKASTİNİ GERÇEKLEŞTİREN ŞAHSIN CENAZESİNİ SÖKELİLER OLARAK İLÇEMİZDE İSTEMİYORUZ" DEDİ
Fatih Gürer yaptığı açıklamada, kendilerine bu yönde talepler geldiğini belirterek; "Biz bu cenazenin Söke’de gömülmesine kesinlikle karşıyız. Bu yönde bir talebin olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak cenazenin Söke’de gömülmesi durumunda karşı çıkacağımızı, tüm kamuoyuna bunu hissettireceğimizi dile getiriyoruz. Görüştüğümüz STK’larda bizimle aynı fikirde. Sökelilerin bu cenazeyi kabul etmeyeceğini biliyoruz, kamuoyu da aynı fikirde” diye konuştu.

SÖKE-KUŞADASI YOLUNDA KAZA: 2 YARALI

GRANTA MEVKİİ'NDE MEYDANA GELEN KAZADA BİRİ AĞIR İKİ KİŞİ YARALANDI

Denge Gazetesi'nin haberine göre; kaza Söke Kuşadası karayolu Granta mevkisinde bugün saat 15.30 sıralarında meydana geldi. 
34 R 91 97 plakalı otomobille Söke’den Kuşadası istikametine seyreden Mustafa B. (18) Granta mevkiine geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek orta bariyerlere çarptı. 
Çarpmanın etkisiyle savrulan otomobil defalarca takla attı. 
Sürücü Mustafa B. ile otomobilde bulunan Sait B. (17) yaralandı.
Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi’ne ağır yaralı olarak kaldırılan sürücü Mustafa B’nin hayati tehlikesi devam ederken Sait B’nin durumunun iyi olduğu bildirildi. (MEHMET ÇALIK)

CENAZE TESLİM ALINMAZSA..

ALTINTAŞ'IN CENAZESİNİ ALMAK İÇİN ŞU ANA KADAR HİÇ BİR YAKINININ BAŞVURUDA BULUNMADIĞI BELİRTİLİYOR


Rus Büyükelçiye suikast düzenleyen Mevlüt Mert Altıntaş'ın gözaltına alınan ailesi ve akrabaları bu gece sabaha karşı serbest bırakıldı.
Aydın İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Aydın'dan ayrılan ailenin nereye gittiği bilinmiyor.
Aileyi Söke'de bekleyen basın mensuplarının bekleyişleri sürüyor.

SALDIRGANIN OTOPSİ İŞLEMLERİ TAMAMLANDI

Bu arada, saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş'ın Keçiören Adli Tıp Kurumu'daki otopsi işlemleri de  tamamlandı.  
Ancak şu ana kadar Altıntaş'ın cenazesini almak için hiçbir yakını başvuruda bulunmadı. 
Cenazenin sadece birinci derece akrabası olan yakınlarına teslim  edilmesi gerektiğine işaret eden yetkililer, 15 gün içinde teslim alınmaması halinde kimsesizler mezarlığında toprağa verileceğini belirtiyor.

TRAFİK CANAVARINA MAKETLİ ÖNLEM

SÖKE JANDARMA KOMUTANLIĞI TRAFİK KAZALARINA KARŞI DİKKAT ÇEKİCİ BİR ÖNLEM ALDI


Denge Gazetesi'nde yeralan habere göre; Söke İlçe Jandarma Komutanlığı, sürücüleri uyarmak ve bilgilendirmek amacıyla Ağaçlı ve Davutlar mahalleleri arasında ulaşımın sağlandığı karayolunun kenarına jandarma trafik aracı maketi yerleştirdi. 
Gerçeğini aratmayan aracın, sürücüleri uyarmak ve bilgilendirmek amacıyla konulduğu belirtildi. 
Maket jandarma trafik aracının yanına dikilen uyarı levhasında ise, “Sayın sürücüler, jandarma trafik sorumluluk alanındaki yol güzergahını kullanmaktasınız. Seyahatiniz esnasında ihbar ve şikayetlerinizi 156 jandarma imdat hattına bildiriniz” ifadelerine yer verildi. (BURHAN CEYHAN) 

SÖKE'DE SUÇ MAKİNASI YAKALANDI

SÖKE EMNİYETİ 22'Sİ HIRSIZLIK TOPLAM 24 AYRI SUÇTAN ARANAN ZANLIYI YAKALADI

Söke İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü çalışmada çok sayıda suç aletiyle birlikte ele geçirilen O.Ö'nün, 22 hırsızlık olayının zanlısı olduğu belirlendi.
Zanlının ayrıca, ateşli silahlar ve patlayıcılarla ilgili 6136 sayılı Kanuna muhalefet ile uyuşturucu kullanmak suçlarından da arandığı anlaşıldı.
Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevkedilen zanlı tutuklandı. (HÜSEYİN IŞIK)

SUİKASTÇİNİN AİLESİ SERBEST

RUS BÜYÜKELÇİYE SUİKAST DÜZENLEYEN MEVLÜT MERT ALTINTAŞ'IN GÖZALTINA ALINAN AİLESİ VE AKRABALARI SERBEST BIRAKILDI

Karlov'un öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan saldırganın annesi ve babası, üvey ablası Seher Ö, dayıları Hasan F. ve Hüseyin F. ile yengesi Sevinç F'nin Aydın İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesindeki işlemleri tamamlandı.
 İfadelerinin ardından serbest bırakılan şüphelilerin savcılık talimatıyla salıverildiği bildirildi. 

21 Aralık 2016 Çarşamba

SÖKELİ GENCİN SIR ÖLÜMÜ" İNTİHAR MI, CİNAYET Mİ?

KUŞADASI'NDAKİ BİR OTELDE DÜN GECE CESEDİ BULUNAN GÖKHAN KUMRAL'IN (30) AİLESİ OLAYIN İNTİHAR OLMADIĞINI İDDİA EDİYOR

Baba Yüksel Kumral, oğlunun ölümü ile ilgili gazetecilere çarpıcı açıklamalarda bulunarak, “Pazartesi günü ailecek evde oturduğumuz sırada Gökhan’ın telefonuna bir mesaj geldi. Saat 23.45 sıralarında gelen mesaj üzerine oğlum apar topar, neşeli bir şekilde evden ayrılarak Söke’de çalıştığı otelin yanında arkadaşlarıyla buluşacağını söyledi. Gece gelir diye düşündük ama sabah kalktığımda yatağında yoktu. Söke’de çalıştığı otelin müdürünün, evimize adam yollayarak Gökhan’ın işe gelmediğini söylemesi üzerine onu aramaya başladık. Daha sonra da Söke Emniyet Müdürlüğü'ne giderek kayıp başvurusunda bulunduk. Salı günü saat 15.00 sıralarında Kuşadası polisi bizi arayarak karakola gelmemizi istedi. Oraya gittikten sonra bizi hastaneye yönlendirdiler. Morgda oğlumun cesedi ile karşılaştık” dedi.

BANKA HESABINDAN 14 BİN TL AKTARMIŞ

Cenazenin defin işlemlerinin ardından oğlunun banka hesabını kontrol eden acılı baba; '' Ancak bugün banka hesap ekstrasını aldığımızda şok yaşadık. Emekli olduğum için para biriktirip oğluma ev almayı düşünüyorduk. 15 bin TL para verdim. Hesabına yatırmıştı. Ancak ekstrada o gece 19.00’dan 02.47’ye kadar farklı aralıklarla birilerinin hesabına parça parça 14 bin TL para aktarılmış. Bu paraları kime, neden aktardı. Olayla bir bağlantısı var mı yok mu bunun ortaya çıkarılmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu.

“BOYNU KIRILMIŞ”

İstanbul’da özel bir şirkette çalışan abisi Yasin Kumral, “Ben olayı duyar duymaz Söke’ye geldim. Cenazeyi İzmir’den getirdikten sonra yıkarken yanında bulundum. Boynunda kırık vardı. İntihar eden kişinin boynu neden kırıldı, bunu anlamış değilim. Kardeşimin olayının aydınlanmasını istiyoruz. Kardeşim Kuşadası’ndaki otele girdikten sonra bir kadının girip çıktığını öğrendik. Bu kadının olayla bir bağlantısının olup olmadığını bilmiyoruz. Ama kardeşimin ölümüyle ilgili şüphelerimiz var” diye konuştu (BURHAN CEYHAN)