11 Temmuz 2016 Pazartesi

SÖKE'NİN YALNIZLIĞI!

"Muhteşem Yalnızlık" yada "Değerli Yalnızlık"..
Bunlar, 19. yüzyıl sonu İngiltere'sinin bir süreliğine kendini Avrupa politikasından tecrit etmesini simgeleyen politika terimleri.
İngiltere izlediği "yalnızlık" politikası sayesinde, kendini Kıta Avrupası'nın çatışmalarından soyutlayarak, sadece ticaretini geliştirmeye odaklanmış ve çok güçlenmiş.
Bu terimler, o günden bu yana da İngiltere ile birlikte anılır olmuş.
Günümüzde ise bu terimler, yalnız bırakılmak anlamında da kullanılıyor.

Söke'nin İngiltere gibi kendini soyutlayarak güçlenme şansı hiç olmamış.
Sahip olduğu yeryüzü zenginliklerine rağmen. hep yalnız kalmış.
70'li yılların sonuna kadar geniş bahçeli, güzelliği ile meşhur müstakil evlerde oturan ağalarıyla yaşamış ilk yalnızlığını..
Geniş arazilere sahip ağalar, ovadan kazandıklarını hep Söke dışına taşımış.
Sonra da kendileri terketmiş Söke'yi.
90'lı yıllar sonrası ise, yoğun dış göçün yalnızlığını yaşamış.  
Demografik yapısı değişmiş, 
Kültürü kalmamış,
Siyasi kimliğini kaybetmiş.

SÖKE'NİN SİYASİ YALNIZLIĞI

Söke son yıllarda ise siyasi yalnızlığı yaşıyor.
Aydın coğrafyasının batı bölgesinde yeralan Söke, tarımsal gelişmişlik ve nüfus açısından ağırlığını hissettirmesine karşın, siyasi ağırlığını bir türlü koyamamış.
Siyasi partiler hemen her seçimde Söke'yi görmezden gelmiş.
Mecliste temsil edilemeyen Söke, yatırımlar açısından da öksüz kalmış.
Okullarını kendi yapmış.
Dikkat edin, Söke'deki 20'den fazla okulun ismi hayırseverlerin adıyla başlar.
İlk hastanesini 1950 yılında Doğumevi Yaptırma Derneği aracılığıyla kendisi yapmış.
Bugün bölge hastanesi olarak hizmet veren Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi'ni de dönemin Aydın valisi merhum Recep Yazıcıoğlu'nun, Söke Belediyesi'nin ve hayırsever Sökelilerin çabalarıyla 14 yılda tamamlayabilmiş. 
Yüksekokulunu, fakültesini kendi yapmış. 
Tarlasını, okul harçlığını, günlük kazancını, kurban derisini bağışlamış.
Plastik kapak toplayıp, çuvallarla sırtında taşımış
Yetmemiş, camilerde sadaka toplamış.
Gördüğünüz gibi Söke, siyasi yalnızlığını tarih boyunca hep kendi kapatmaya çalışmış.  

SÖKE'NİN YALNIZLIĞI NE ZAMAN SON BULACAK?

Gelelim bugüne,
Bugün de Büyükşehir Belediyesi tarafından görmezden geliniyor.
Dişiyle tırnağıyla yaptıkları bir takım oyunlarla elinden alınmak isteniyor.
İlk olarak hiç bir gerekçe gösterilmeden Söke Meslek Yüksekokulu Aşçılık Bölümü Davutlara taşındı.
Şimdi de Sağlık Yüksek Okulu ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu'nun Aydın'a taşınması gündemde..
Sökeli büyük zorluklarla yaptığı ve bugüne getirdiği kazanımlarını kaybetmek istemiyor. 
Sökeli neden bu şekilde cezalandırıldığını, yalnızlığının ne zaman son bulacağını öğrenmek istiyor?

"SÖKELİ ZENGİN KENDİ YAPAR"

Size yıllar önce yaşadığın bir anımı anlatmak istiyorum.
55. Hükümet döneminde Milli Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olan İsmet Sezgin'in Söke ziyaretini TRT Muhabiri olarak takip ediyorum. 
8 yıllık eğitim yeni başlamış ve Türkiye'nin bir çok yerinde olduğu gibi Söke'de de okul ve derslik sorunu var.
Bir dizi ziyaretin ardından Söke Kaymakamlığı'na geldik.
Sezgin dönemin kaymakamına, "Kaymakam bey 8 yıllık eğitimle ilgili sorun var mı?" diye sordu.
Kaymakam, "Hayır efendim, herhangi bir sıkıntımız yok" diye yanıt verdi.
Sezgin bir kez daha "merkezde hiç mi sorun yok" diye yineledi.
Kaymakam, "Hayır efendim merkezde sıkıntımız yok. Sazlıköy ve Savuca'da derslik sorunumuz var" dedi.
Bu yanıt üzerine ben dayanamadım ve "kaymakam bey nasıl yok, benim oğlum da Söke merkezde Sıdıka İlköğretim Okulu'nda 57 kişilik sınıfta öğrenim görüyor. 57 kişilik sınıfta nasıl sağlıklı bir eğitim verilebilir?" demek zorunda kaldım.
Benim bu çıkışım üzerine ayağa kalkan İsmet Sezgin koluma girerek "Oğlum Sökeli zengin kendi yapar" dedi. 

Gördüğünüz gibi Söke'nin yalnızlığı dün olduğu gibi, bugün de devam ediyor.
Bunu sonlandırmak Sökelilerin elinde.
Sökeli birlik olmayı ve güçlü bir şekilde hareket etmeyi öğrendiği zaman yalnızlığı da sona erecektir.